Ana içeriğe atla

Cadılar Bayramı Hazırlıkları

Cadılar Bayramı öncesinde Toronto sokaklarında gezerken karşıma çıkan kimi ilginç ev süslemelerinin fotoğrafını çektim. Bu işe hazırlıklı çıkmamıştım evden, fotoğraf makinem yoktu yanımda. İmdadıma cep telefonum yetişti... Aslında zaman yaratabilirsem sırf bu amaçla bir gün gezmek istiyorum, o kadar sıra dışı süslemeler var ki. Önünden hep otobüsle geçtiğim bir ev var ki çatıdan yere kadar kocaman bir örümcek ağı ile örtülmüş. Fotoğraflayabilirsem o ve diğerleri de burada yerini alacak, elbette!


Haloween ne kadar büyük bir olaymış meğer buralarda. Bir kaç haftadır sokaktaki tüm çocukların dilinden düşmüyor. Herkes bir kostüm arayışına girmiş. Yalnız çocuklar da değil, yetişkinler için de çeşit çeşit kıyafet dükkanların vitrinlerindeki yerini almış durumda. 













Bu fotoğrafları çektikten bir kaç gün sonra, yine sokak sokak gezip bu alandaki koleksiyonumu biraz daha zenginleştirdim! İkinci gezide çektiğim benzer fotoğrafları Cadılar Bayramı Hazırlıkları 2 başlıklı gönderide bulabilirsiniz.. 


Yorumlar

  1. çok ilginç :)
    daha fazla fotoğraf paylaşabilirsen harika olur :)

    YanıtlaSil
  2. Daha renkli fotoğraflar yolda, bir kaç gün içinde ekleyeceğim siteye..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Madam Katia'nın Şapkaları

2012 yılının Aralık ayında, Beyoğlu'da Galatasaray'dan Tünel'e doğru yürürken sağ kanattaki tarihi binalardan birinin altından geçerek girilen Hazzopulo (Hacopu) Pasajı'ndayım. Büyülü bir pasaj burası. Renk renk dükkanlar var içinde. Hediyelik eşya, takılar, süs malzemeleri, sahaflar ve yakın dönemde mantar gibi çoğalan çay kahve mekanları ile dolup taşan pasajda vitrini oldukça sönük bir dükkan var. Camekanın içine, vitrinin sadeliğine uyan küçücük bir tabela yerleştirilmiş: Şapkacı Katia .

Dispanserin Bahçesinden Işıltılı Caddelere

Lise çağımdaydım. Evim Balıkesir’deydi. Ailem, arkadaşlarım, tüm yaşantım orada, o küçük ve sevimli şehrin içindeydi. Sevimli olmasına sevimliydi ama, tüm diğer taşra kentleri gibi Balıkesir de insana dört duvar arasında kalmış hissi veren, sınırlı, kapalı bir yerdi. Sanki hayatın bir fragmanını yaşıyorduk orada, gerçeği kentin duvarlarının ötesinde; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’deydi. Gürül gürül akıyordu da hayat, biz orada öylece duruyor gibiydik, sanki. Her ayın başında, Şan Sineması’nın hemen karşısındaki gazete bayisine büyük bir heyecan içinde koşmamız bu yüzdendi. Tüm dünya, geçmişin ve geleceğin toplamı hatta, sanki yoğunlaşıp tek bir kara deliğe çökmüş ve o da koca evrende gelip bu büfenin önündeki “Yaysat” sepetine düşmüştü. Sinema, Atlas ve Gezi dergilerinin yeni sayıları gelmişse onları hemen raftan kapar, eğip bükmeden, üzerlerindeki naylona dahi zarar vermeden çantalarımıza atar ve evlerimizin, Underground Cafe’nin, yahut bahçesinde saatlerce oturduğumuz hüküm

Vancouver Git Başımdan Ben Sana Göre Değilim

Vancouver gezisinde kenara not aldığım bilgiler boşa gitsin istemedim ve ham bilgi olarak ekledim. Detayl ı  deneyimlerimizi aktard ı ğı m ı z  Vancouver yazı dizisine ise bu linkten ula şabilirsiniz.  Belki de Vancouver tam size göre bir şehirdir. Vancouver git başımdan ben sana göre değilim.  Ümitsizliğimi olsun anlasana  hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

Aç Kapıyı Melek, Ben Geldim

Mart ayında bir gün, bir Cuma günü. Saat öğleden sonra 4:30. Sabah hava sıcaklığı eksi otuz santigrat derece idi, şimdi ısındı biraz, yalnızca eksi on. Ah Ottawa, söyle yetmedi mi artık bu kış? İşten koşar adım çıkıyorum. Melek otoparkta beni bekliyor. Önce camları kaplamış olan buzu elimdeki uzun saplı plastik spatula ile bir güzel kazıyorum. Eğer dünyanın bu köşesinde yaşamayı hayal ediyorsa oralarda birileri, işte bu gerçeği de hayallerinin bir köşesine dahil etmeli. Zira spatulayla buz kazımak yemek yemek, su içmek gibi hayatın doğal bir parçası buralarda. Araçların camlarına yapışan kar taneleri buzlaşıyor, kaskatı kesiliyor. İşin yoksa her allahın günü kazı babam kazı.