Ana içeriğe atla

Hong Kong ve Wong Kar Wai

Usta yönetmen Wong Kar Wai’in başyapıtı 2046’yı ilk kez 2005 yılında, Ottawa’da izlemiştim. Soğuk kış günlerinde içimi ısıtan, beni defalarca yalnızlığın elinden çekip alan Bytowne Sineması’na giderken aklımdan neler geçiyordu, anımsamıyorum. Ancak dönüş yolunda Rideau Caddesi’ni hızlı adımlarla arşınlarken neler hissettiğimi oldukça iyi hatırlıyorum.

Yalnız başıma dünyayı tanımaya gittiğim o kentte, tıpkı 2046’nın baş kahramanı Chow Mo-wan gibiydim ben de. Geleceğe doğru yürürken, şiddetli yalnızlıktan olsa gerek, geçmişi olanca ağırlığı ile üzerimde hissediyordum. Yanlış anlaşılmasın, bundan gizliden gizliye zevk alıyordum. Her seferinde kaldırımın boş tarafını seçiyor, büyük bir ciddiyetle insanlardan uzaklaşıp yanımda taşıdığım geçmişimi onlardan korumaya çalışıyordum.

2046’yı geçtiğimiz günlerde bir kez daha izledim; müziğin ve görüntülerin beni kollarına alıp saniyeler içinde nerelere götürdüğüne şaşırarak. O soğuk gecede Ottawa’da hissettiklerimin yanı sıra, bu kez 2010 yılında Hong Kong’a yaptığım gezi de düştü aklıma: kentin sıcak ve nemli havası, karınca sürüleri gibi her yandan çıkıp insanın üstüne üstüne gelen kalabalıklar, ve ömrüm boyunca unutmayacağım o sokak.


Nadiren olur bu insanın ömründe. Bir sokağa girdiğinizde adımlarınız ağırlaşır. Dengenizi yitirir gibi olur; çevrenizi saran her şeyi kaydetmek için akıl almaz bir istek duyarsınız. Arabaları, kokuları, renkleri, insanların yüzlerini, yanınızdan geçen bir kızın saçlarının dalgalanış biçimini, bağırarak oyun oynayan bir çocuğun hiç anlamadığınız sözcüklerini, sokağın sonunda sizi tüm heybetiyle süzen, çizgi filmlerden fırlamış gibi duran dev yapraklı ağacı, havanın rüzgarsız ve yalın halini.. Bir daha hiç unutmayacağınızı bilirsiniz. Fotoğraf makinası düşer artık elinizden. Bir köşeye oturup seyre koyulursunuz. Yaşamak, işte tam da budur.

Hong Kong’da, bir daha gitsem belki de yerini bulamayacağım o sokak, benim için böyle bir sokaktır işte. Ne ismi var defterimde kayıtlı, ne de haritada işaretlenmiş adresi. Yalnızca hafızamın derinliklerine kaydedip kendimin bir parçası haline getirdiğim görüntüler var elimde. Bir de 2046’nın insanın aklını çelen müziği.

Bunlar yeter mi bir sokağı tanımak için, ne dersiniz?

Elbette. Daha gerçek ne var ki hayatta?


Özgün,

Mayıs 2011

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Barbados Sokakları

Aslında bu tatil 2012'nin Aralık ayının ilk haftasında gerçekleşti. Fakülteden yakın arkadaşımın Barbados'ta düğünününe davetliydik. Bu davet, Karayip Denizi'nde arkadaşlarla beraber keyif yapmak, Ottawa'nın buz tutmuş yollarından, kasvetli havasından bir haftalığına uzaklaşıp, ruhumuzu dinlendirmek ve uzak ufuklara açılmak için mükemmel bir fırsattı. ( Ottawa 'da kalsaydık, henüz snowboard/ski sezonu da açılmamış olacağından, sönük bir hafta olacaktı) Görmediğimiz yerlere karşı her zaman büyük bir tutkumuz var. Aslına bakarsan sen gelmeden Dünya turunu da aradan çıkartmay ı  planlıyoruz. Aziz Augustine'in dediği gibi " Bu dünya bir kitap ve gezmedikçe sadece tek bir sayfayı okuduğunla kalırsın ". Gibbs Beach - S.Gun 2012

Kar Ülkesinin Başkenti Ottawa

Ottawa - Lebraton ve Parlamento Ne ilginç şu şehir! Keçiboynuzu gibi, sekiz ay kar içinde bekliyorsun ki dört aylık yaz gelsin. Kutup ayısı misali kış uykusuna yatmadan, ya da sıcaklık donma derecesinin altına düştügünde artık kalbi atmayan, hareket etmeyen, soluk almayan, yani tüm beyin faaliyetleri durmuş olan ve bir buz kütlesi içinde bahara kadar donmuş bir şekilde güneşi bekleyen Kanada orman kurbağası (*Rana sylvatica) gibi hiç degil. Eğlenip güle güle geçiriyoruz sekiz aylık az güneşli ama kar beyazdan aydınlanan günleri.

Vancouver Git Başımdan Ben Sana Göre Değilim

Vancouver gezisinde kenara not aldığım bilgiler boşa gitsin istemedim ve ham bilgi olarak ekledim. Detayl ı  deneyimlerimizi aktard ı ğı m ı z  Vancouver yazı dizisine ise bu linkten ula şabilirsiniz.  Belki de Vancouver tam size göre bir şehirdir. Vancouver git başımdan ben sana göre değilim.  Ümitsizliğimi olsun anlasana  hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

Svalbard: Kuzey Kutbu'na Beş Kala

Kuzey ne demek? En fazla ne kadar kuzeye gidebilir insan? Peki en fazla ne kadar kuzeyde sürekli yaşayabilir? Peki ne sebeple? Dünyanın en kuzeyinde, üzerinde insan yerleşimi olan son ada Svalbard. 2500 insan ve 3500 kutup ayısı tarafından paylaşılan, ıssızlığın somut-coğrafi karşılığı. Zannımca dünyanın en güzel ülkesi olan Norveç'e ait. Ama öyle bir duruşu var ki hiç bir aidiyeti üzerinde taşımıyor. Belki biraz kutup ayılarına ve foklara meyilli. Ama asla insana değil.