Selam, ben Emre, Ottawa'da hızlı geçen birinci haftamın sonunda gözlemlerimi bu yaz ı ile hızlıca paylaştım, sürç-i lisan ettiysem affola. 14 Haziran Salı: Aktarmalı uzun bir yolculuk sonrası başkent Ottawa'n ın ( İstanbul Atatürk Havalimanı ile karşılaştırıldığında) k üçük uluslararası "Ottawa MacDonald–Cartier" h avaalanına indim, d ı ş ar ı çıkar çıkmaz fırın sıcağı gibi bir hava ile karşılandım. Alandan şehir merkezindeki eve giden yol bol yeşillikli ve sanki tüm şehrin bir bahçıvanı varmış gibi yemyeşil, düzenli ve temiz göründü. Jetlag halinde arkadaşların güneş vuran salonlarında kedi gibi kıvrılıp uyudum ve dinlendim. 15 Haziran Çarşamba: Şehir merkezinde kalıyorum. Öncelikle, başkentin göbeğinde bulunan, "Parliament Hill" olarak bilinen tepecik üstünde, Rideau Nehrine nazır gotic mimariye sahip "parlamento" yani meclis binasını gezmek için şehir merkezinden yürüyerek geçtim. Yol bo...
Yorumlar
Yorum Gönder