Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İstanbullu Bir Turistin Gözünden Ottawa - 2

17 Haziran Cuma: Chateau Laurier diye oldukça büyük bir otelin arkasında bulunan Majors Hill park mükemmel bir yer, öğlen yemeğini yine Bottega'dan alıp bu parka yürüdük.  Çimenlerin üzerinde bir ağaç gölgesine oturduk. Parkta hula hup çevirenler, frizbee oynayanlar çocuklarını çimenlere salıp onlarla beraber yuvarlananlar, kitap okuyanlar, yanlarında getirdikleri darbuka benzeri (djembe) enstrümanları çalanlar hepsi burada. Mutluluk tepesi olmuş burası.  Karşımızda Parlamento binasının arka cephesi görünüyor ve biraz aşağı doğru bakarsak Ottawa Nehri ve karşı kıyı Quebec eyaletinin Gatineau şehri.

İstanbullu Bir Turistin Gözünden Ottawa - 1

Selam, ben Emre, Ottawa'da hızlı geçen birinci haftamın sonunda gözlemlerimi bu yaz ı  ile hızlıca paylaştım,  sürç-i lisan ettiysem affola.  14 Haziran Salı:  Aktarmalı uzun bir yolculuk sonrası başkent  Ottawa'n ın ( İstanbul Atatürk Havalimanı ile karşılaştırıldığında)  k üçük  uluslararası "Ottawa MacDonald–Cartier" h avaalanına  indim, d ı ş ar ı  çıkar çıkmaz fırın sıcağı gibi bir hava ile karşılandım. Alandan  şehir merkezindeki eve giden yol bol yeşillikli ve sanki  tüm şehrin bir bahçıvanı varmış gibi yemyeşil, düzenli ve temiz göründü. Jetlag halinde arkadaşların güneş vuran salonlarında kedi gibi kıvrılıp uyudum ve dinlendim. 15 Haziran Çarşamba:   Şehir merkezinde kalıyorum. Öncelikle, başkentin göbeğinde bulunan, "Parliament Hill" olarak bilinen tepecik üstünde, Rideau Nehrine nazır gotic mimariye sahip "parlamento" yani meclis binasını gezmek için şehir merkezinden yürüyerek geçtim. Yol bo...

Şok Tedavisi Olarak Seyahat

"İşte hayat. İnsan hayatı tıpkı tarlada açan bir çiçeğe benzer. Bir katır gelip yiyiverir onu, çiçek sizlere ömür! " Anton Çehov Bazen kahramanı olduğum hikayelerimi ve süperman pelerinimi bir kenara bırakıp hayatın akışı içinde kaçırdıklarımın farkına varıyorum. Alsancak / Izmir S.Gun  Tüm kaçırdığım sevinçler ve hüzünler bir olup, sıcak  bir balon   su gibi yüzüme çarpıp patlıyor, tüm bedenimi sarıp sarmalıyor, sanki zamanı geri almak ister gibi ciğerimi avuçlayıp akrebi geri sararcasına çeviriyor. İşte en acıtan kısmı burası, ciğerimi elinde tutan anılarımın beni cezalandırma seansı.

Avustralya'da Peri Penguenleri Kazandı!

Türkiye’nin en köklü çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul’un 10. senesi onuruna Londra’da  gerçekleştirdiğimiz davet sonrası, İstanbul’a dönmek üzere yola koyulduk. Haziran ayı malum uçaklar peş peşe havalanıyor, rötarlar,uçak içinde beklemeler. E biz de bu yoğunluktan nasibimizi aldık tabi. Türk Hava Yolları’nın İstanbul uçağının içinde, kemerler takılı, bir saatten fazla uslu uslu kalkışı  bekledikten sonra nihayet o büyük an geldi ve havalandık. Bir de tabi havada geçecek olan saatler var. Malum yol 3 saat 15 dakika. Her zaman yaptığım gibi, ortasında uyusam da üzülmeyeceğim bir film  açtım ve yarı uyur yarı izler filmi bitirdim. Sonra da umutsuzca biz yolculara sunulan ıvır zıvırlar  arasında dolaşmaya başladım. Elimde kumanda, oraya gir buradan çık, o açıldı, bu açılmadı derken,  kendimi Avustralya’yı konu alan bir belgeseli izlerken buldum. Dakikalar içinde belgesel git gide daha da ilginç bir hal almaya başladı. Avrupa’ya senede en az 10 ...

Görkemli Buz Yolu Gezisi

Zamanda yolculuk yapabilece ğ iniz en keyifli rotalardan biri Unesco Dünya Doğal Kültür Miras Listesi'nde bulunan Kanada Rocky Dağları'na giden yol  ü zerinde, Jasper ve Banff ulusal parklarını birbirine bağlayan ve Alberta eyaletinin 93 nolu otabanı olarak da bilinen "The Icefields Parkway" rotası.

Amazon'da Bir Hafta

Yıllardır hayalini kurduğumuz ' Amazon Ormanları 'nda bir serüven yaşayabilmek için sonunda yağmur ormanlarının yarısından fazlasına ev sahipliği yapan Brezilya 'ya gidebildik.  Yeryüzünün bu en büyük ormanının bir  yarısı   Brezilya ' da   diğer yarısı ise kom ş u 8  ülke  Peru, Venezuela, Ekvador, Kolombiya, Bolivya, Guyana, Surinam ve Fransız Guyanası  arasında paylaşılıyor.

Manaus - Brezilya

Amazon'un gizemli yağmur ormanlarında bir serüven yaşamak için, önce 'Amazonas'a uçmak gerekiyordu. Amazon havzasında yer alan ve karadan gitme imkanı olmayıp, sadece su ve hava yoluyla ulaşılan ormanın kalbindeki 'Manaus' şehrine, Air Canada bağlantılı TAM Airlines (Brezilya HavaYolları) ile uçtuk. Amazonas eyaletinin başkenti olan 'Manaus'a, Kanada ­Montreal'den hareketle, ABD­ Miami aktarmalı 17 saatte vardık. 5,5 milyon km2'lik bir alana yayılmış olan Amazon ormanlarında  yaşayacağımız maceranın başlangıç noktasi olarak bir liman kenti olan Manaus`a vardik.   Bir gün önce Kanada'da, ­eksi 30 santigrat dereceye dayanıklı montlarla dolaşırken, şimdi pantolon yerine şort giyinme telaşına düşmüştük... Manaus'ta 'Manauara' adında saat 23:30'a dek açık kalan, büyük bir AVM`den yanımızda getiremediğimiz yağmur botları, bıçak, olta, yağmurluk gibi bir çok ihtiyacımızı buradan karşıladık. Kentin ana caddesi ola...

İstikamet Brezilya

Sevgilim N. ile tanıştığımız ilk aylarda; saatlerce hiç sıkılmadan 'National Geographic' belgeselleri izleyip, Amazon yağmur ormanlarında kamp yapmanın, yüzlerce vahşi hayvanla iç içe kalmanın hayalini kurardık... Yıllar yılları kovaladı, biz belgeselleri izlemeye devam ettik; Amazonlar da art ık  bizim gibi doğa kanunlarına inanan bir çift için  kutsal bir mabet halini aldı. Üniversite eğitimleri bitti, yeteri kadar çalıştık, ailelerimizin de desteğiyle, küçük çaplı bir Brezilya çıkartmasına vakit ve nakit ayırabilecek duruma anca gelebildik. Öyleyse, ver elini Brezilya... Santa Terasa`dan manzara, Rio - S.Gun 2014

Güneş, Okyanus, Rom ve Esmer Tenli Küba Notlarım

Küba gezisi sırasında bir kenara not aldığım t üm  bilgileri, iş, gezi ve aşk üçgeni i ç inde zaman bunalımından dolaylı bir yazıya dönüştüremedim. Bu bilgilerin s af halini birilerine faydası dokunur düşüncesi ile ancak gezi notları şeklinde paylaşabiliyorum. Beş yıl ara ile i ki kere Küba görmüş birinden çıkan bu notlar umarım Küba tatili yapacaklara yardımcı olur. Güneşi tenimi yakar,  kumsalı ruhumu: Havana notları

Montreal Festivalleri

Quebec eyaletinin en büyük şehri Montreal'i çekici kılan özelliklerden biri de sakinlerine ve ziyaretçilerine kültür sanat alanında pek çok mekan ve festival sunuyor olması.  Bir çok kaynakta Kanada`nın kültür başkenti olarak anılan Montreal, yaz ve kış aylarında onlarca festivale ev sahipliği yapmakta. 

Bir Doğa Harikası: Maui

Aloha! Bir sahil kasabas ı d ü şünün. Dağlarına çıktığınızda size bin bir renkle bezeli doğası ile kucak açan bir yağmur ormanı, muhteşem gün doğuşlarına şahit olacağınız volkanik bir krater, onlarca çeşit deniz canlısıyla yan yana y üzebilece ğiniz koylar, kilometrelerce uzanan plajlar ve g üçlü bir yaşam enerjisi ile dolu bir şehir düşünün. Maui'ye hoş geldiniz!

Katpatuka, Kapadokya, Khepat-ukh

Yaz tatilimizin iki gününü Kapadokya'ya ayırabildik. Erken saatlerde İstanbul Sabiha Gökçen'den, Avanos`a 65 kilometre uzaklıktaki Kayseri Erkilet Havaalanı'na ucuzundan bir uçakla geçtik. Sabah sabah Kayseri'de ne yesek diye konuşurken, araba kiraladığımız şirket yetkilisinin "Abi, bu sıcakta pastırma, sucuk yerseniz kokarsınız, siz iyisi mi Erciyes`i uzaktan izleyerek Avanos`a geçin" tavsiyesine uyarak yola koyulduk. Erciyes - S.Gun 2014

Nara'nın Geyikleri ve Oturan Buda

Hayatımızın yaklaşık iki yılı iş nedeniyle California'da geçti; işten arta kalan zamanlarda okyanus şeridinin ve sıcak havanın tadına varmaya çalıştık lakin soğuk ve karanlık okyanus suyu, deniz sporları için pek de ideal bir ortam sunmadı. 3-5 milimetre kalınlığındaki "full body - wet suite" giymeden suyun içinde on dakikadan fazla durmak neredeyse imkansız. Bu soğuk suyun bir sörfçü için tek artısı belki de köpek balıklarının ilgisini çekmemesidir. Malibu - California  S.Gun 2010

Hayat Ne Tuhaf, Uzaklar Falan

“Çok bilen çok yalınır” / Sevan Nişanyan Ama   ne kıştı! Rüzgar etkisiyle hissedilen sıcaklık -40 santigrat dereceye kadar düştü. Yıllardır dünyanın bu yöresini ev bellemiş pek çokları dahi şaştı bu duruma. Bu şehrin Güney Kutbu'ndan ve hatta Mars yüzeyinden daha soğuk olduğu esprileri yapıldı, gazetelere manşet oldu. Hoş, dostlar arasında geçirilen en soğuk günler bile, bir zaman sonra geriye dönüp bakıldığında sıcacık anılar olarak belirebiliyor insan belleğinde.  - Her yıl, yaz gelince böyle cıvıl cıvıl oluyor dört bir taraf. Sonra koca yazı devirince, yeniden kışa girerken derin bir umutsuzluk kaplamıyor mu insanın içini? Hani, sanki Turgut Uyar Ottawa kışını düşünerek yazmış dizelerini: “Eylül toparlandı gitti işte / Ekim falan da gider bu gidişle”.  - Öyle olmuyor. Kış biter bitmez siliyoruz hafızalarımızdan her şeyi. Sanki ağaçlar hep yeşilmiş, şu dereler hiç donmazmış, hep böyle usul usul akarmış sular gibi geliyor insana. Unutuyoruz s...

Foça'da Bıraktım Ruhumu

Onlar kentlerini,  bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü  ve en güzel iklimde kurdular. Heredot Foça için söylenmiş bu sözler. Truva Savaşını yazmak için Anadolu’ya geldiğinde Foça'ya hayran kalan Heredot'un anlattıklarindan çok daha fazlasıdır Foça. Kalbinizin ve ruhunuzun Ege'de kalmasının yegane sebebi oluveriyor bu şirin kasaba.   Benim için ise; İzmir'e olan aşkımın başlangıç noktası, çocukluğumun oyun bahçesi, bugünümün mutluluk diyarı. Micro Talasa - S.Gun 2014

Svalbard: Kuzey Kutbu'na Beş Kala

Kuzey ne demek? En fazla ne kadar kuzeye gidebilir insan? Peki en fazla ne kadar kuzeyde sürekli yaşayabilir? Peki ne sebeple? Dünyanın en kuzeyinde, üzerinde insan yerleşimi olan son ada Svalbard. 2500 insan ve 3500 kutup ayısı tarafından paylaşılan, ıssızlığın somut-coğrafi karşılığı. Zannımca dünyanın en güzel ülkesi olan Norveç'e ait. Ama öyle bir duruşu var ki hiç bir aidiyeti üzerinde taşımıyor. Belki biraz kutup ayılarına ve foklara meyilli. Ama asla insana değil.

Kanada Emlak Piyasası Analizi

Kanada`ya ayak basan bir çok insan "ulan şu nehrin yanına bir kulübe yapsam, kışın pencereden kar tanelerini, yazın papatyalarıma konan böcekleri izlesem, kışın geyik çevirsem yazın bahçeme ektiğim patlıcan ve domateslerle yaşayıp gitsem" hayalini şöyle bir aklından geçirir. Sonrasında bu düşünceler "kaça patlar ki bu iş" diye uzar gider. İşte bu yazı yaşamak Kanada`nın neresinde kaça patlar sorusunu istatistiksel olarak ele alıyor.  Ottawa-Perth, Highway 7 üzerinde tarla ve gökkuşağı - S.Gun 2014

Japon Balıkçısı ve Hiroshima'nın 68. Yıldönümü

Japonya gezi yazısın ı  henüz bitirememiş olsam da günün anlam ve önemini anlatan bu yazıyı siteye eklemeye karar verdim. Biz bu ilk Japonya gezimizde Hiroshima ve Nagasaki'yi göremedik, lakin Tokyo, Osaka, Nara, ve Kyoto'da tanışıp görüştüğümüz arakadaşlara Hiroshima'y ı  sorunca gözlerinin dolmasından halen s üregelen  psikolojik etkilerini  net bir şekilde kavradık. Japonya - S.Gun 2009

İzmir'den Geçti Yolum

Unutulmuş yaz günlerinde, üstelik güneş tüm yakıcılığıyla tepemizdeyken gizli saklı buluştuğumuz kafeler hangi sokakta? Dalgalarında kaybolduğumuz, kırmızı rengine çocuk hayallerimizi sürdüğümüz deniz hangisi? Büyük parklarında, rengarenk küçük parklarında seni gördüğüm İzmir karşımdaki şehir mi?

Ottawa'da Devrim Şarkıları

1 Mayıs 2014, Perşembe. Saat akşam 6 suları. Dışarıda hafif hafif çiseleyen yağmura ve beni yatıp uyumaya zorlayan yorgunluğa rağmen çıkıyorum sokağa. Daha erken çıkmalıydım. Geç kalacağım.

Vancouver Git Başımdan Ben Sana Göre Değilim

Vancouver gezisinde kenara not aldığım bilgiler boşa gitsin istemedim ve ham bilgi olarak ekledim. Detayl ı  deneyimlerimizi aktard ı ğı m ı z  Vancouver yazı dizisine ise bu linkten ula şabilirsiniz.  Belki de Vancouver tam size göre bir şehirdir. Vancouver git başımdan ben sana göre değilim.  Ümitsizliğimi olsun anlasana  hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

Kuzey Pasifik'in Doğa Harikası: Vancouver - 2

Ne yorulduk arkadaş. Dün gece burlesque show dediler, o bar, bu bar dediler, sabahımız şaştı. Halbuki erkenden kalkıp arabayı hazırlayıp Whistler'a yola çıkacaktık. N'oldu ? Tabi ki sabah Whistler yolculu ğ una hazırlanmamız, kiraladığımız minibüse kayak malzemelerini ve 4 kişilik e şyay ı  doldurmamız tahminimizden daha uzun zaman aldı.

Kuzey Pasifik'in Asyalı Kenti: Vancouver - 1

3600 kiometrelik yol boyunca sert kış geçiren dört eyaletin, Ontario, Manitoba, Saskatchewan ve Alberta'nın karla kaplı toprakları üzerinden geçtik; penceremizden bakıp aşağıdaki bembeyaz yerküreyi izledik. British Columbia eyaletinin en işlek ve Kanada`nın en ılıman iklimli şehri Vancouver'a iniyoruz. Kardan eser yok.

Gitmek - Kalmak

Bazen gitmek gerekir. İnsan ancak öyle büyür çünkü. Uzaklarda kendisini, olmak istediği kişiyi ararken yenilenir, değişir. O kişiye ne kadar yaklaştığını, yolun kaçıncı kilometresinde olduğunu, geride kaç viraj, kaç yokuş, kaç trafik polisi bıraktığını sorguladıkça içinde bulunduğu anın farkına varır, kendini tanır. Uçağa binerken yüklendiği bir bavul veya bir sırt çantası değil, kefelerine ceplerinden çıkanları, çıkamayanları, çıkmamak için inat edenleri doldurduğu bir terazidir; yolculuk bir tartma eylemidir. Kişi evinin rahatını bırakıp gittiği yerlerde, tıpkı koca dünyayı uzayda asılı tutan minik sardunya fidesi gibi, önce sihirli masallar yaratır kendine, sonra da gider içine girer o masalların. Bazen durmak gerekir. İnsan en çok evinde yaşar kendisini, en çok evinde yaşar gerçek huzuru. Koca bir fincan kahvenin tadına bakar gibi; hayatı, geçmişi ve geleceği olduğu gibi kavrayıp kucaklar, kabullenir sakince. Terazi de masal da yoktur evde. Evde denge vardır. Ve...

Önemsiz Bir Beyoğlu Hikayesi

Dolmuşlar beni şehrin vahşi kalabalığından kurtarıp eve götürmek için sıraya girmiş bekliyorlardı. Hepsi de birbirinden çirkindi. Sıradan bir günde olsam gidip en öndekine biner, kapıya en yakın boş koltuğa oturur, cebimdeki bozuk paraları kurcalamaya başlardım.  Öyle yapmadım. Bugün seninle buluşacaktık! Bugün yüz yıllık bekleyişin ardından yeniden seni görecektim. Sarı minibüslerin dizildiği sokağı hızlıca geçip Fransız Konsolosluğu’nun karanlık duvarı boyunca yürüdüm. Saate baktım, daha zamanım vardı. Oyalanmazsam tam zamanında orada olacaktım. İstiklal Caddesi’ne çıktığımda Taksim Meydanı’na bir an bile bakmadan, onu bir an bile aklımdan geçirmeden sağa döndüm. Araçların altından geçtiği, beton yığınına dönmüş bu meydanı sevmiyordum artık. Üstelik seni son kez burada görmüş; sana son kez burada sarılmış; sen elimden kayıp giderken ne halt edeceğimi bilemeden, son kez, işte tam burada susmuştum ben. Caddede insanlar ne kadar da çoktu! Hepsi sanki bana bakıyor, gül...

Dispanserin Bahçesinden Işıltılı Caddelere

Lise çağımdaydım. Evim Balıkesir’deydi. Ailem, arkadaşlarım, tüm yaşantım orada, o küçük ve sevimli şehrin içindeydi. Sevimli olmasına sevimliydi ama, tüm diğer taşra kentleri gibi Balıkesir de insana dört duvar arasında kalmış hissi veren, sınırlı, kapalı bir yerdi. Sanki hayatın bir fragmanını yaşıyorduk orada, gerçeği kentin duvarlarının ötesinde; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’deydi. Gürül gürül akıyordu da hayat, biz orada öylece duruyor gibiydik, sanki. Her ayın başında, Şan Sineması’nın hemen karşısındaki gazete bayisine büyük bir heyecan içinde koşmamız bu yüzdendi. Tüm dünya, geçmişin ve geleceğin toplamı hatta, sanki yoğunlaşıp tek bir kara deliğe çökmüş ve o da koca evrende gelip bu büfenin önündeki “Yaysat” sepetine düşmüştü. Sinema, Atlas ve Gezi dergilerinin yeni sayıları gelmişse onları hemen raftan kapar, eğip bükmeden, üzerlerindeki naylona dahi zarar vermeden çantalarımıza atar ve evlerimizin, Underground Cafe’nin, yahut bahçesinde saatlerce oturduğumuz hüküm...

Hayatı Tersten Yaşamak

Bu yazı sitenin genelinde bulunan gezi yazılarından biraz farklı olacak. Hali hazırda yayımlanmak üzere gezi yazılarımız bulunmasına rağmen bugün bir değişiklik yapmak istedim çünkü bazen filmerlerle de farklı bir boyutta bir geziye çıkıyoruz. Malibu Plajı, California 2009

Havana: Che Guevara'nın Günlüğünde Nazım Hikmet

Ben, alacakaranlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim, ve yalnız yarım kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim... Nazım Hikmet Che'nin 6 Temmuz 1956`da,  Küba devrimi öncesinde, Mexico City`de Fidel Castro ve 28 yoldaşı ile birlikte tutuklu kaldığı zaman diliminde, günlüğüne (Eylül 55 te evlendiği eşi Hilda Gadea`ya) yazdığı pargarafta, N.Hikmet`in de  eşi   Piraye'ye ithafen yazdığı “Karıma Mektup” şiirinde hissettiklerine benzer duyguları paylaştığı satırlar: "If for any reason, which I do not expect, I can no longer write and I have lost my mind, please consider these lines as a farewell not a very eloquent one, but a sincere one. All through my life I have been stumbling along the road in a search for my truth, and now, with my daughter to carry on after me. I have come full circle. From now on, I would hardly consider my death more than a frustration like Hikmet: "I will take to  my grave / only the sorrow o...

Uzun Ömürlü İnsanların Adası

“Tanrı, insanları uzun ömürlü olsunlar diye Bozcaada’yı yaratmış.” Böyle  demiş Herodot… Beni yazmaya en hızlı ikna eden adam Özgün’e bir selam çakarak, Dünyanın Bütün  Sokakları’ndaki  ilk yazımı  çok sevdiğim Bozcaada hakkında yazmak istedim.  Malum yaz geldi, güneşi yeni yeni görmeye başlıyoruz ancak herkesin aklında tek bir soru var; tatilde nereye gitsek? İlk olarak ülkemizden nadide bir örnek vermek isterim Bozcaada! Gerçi Bozcaada ziyareti için Ağustos’u tercih etmenizi öneririm, yazının gerisinde nedenini paylaşacağım.